Kamer

Kamer, divan şiirinde Ay'ın yaygın adıdır. Kamer, Sultanın, yani Şems adını alan Güneş'in veziridir.

Mah, sipihr, bedir, bedr, hilal, mah –ı taban  ayın diğer adlarıdır. Ay parlaklığından dolayı sevgilinin yüzüne benzetilmiş, ay derken sevgili kastedilmiştir. Ay’ın hilal, dolunay, yarım ay halleri üzerinde de çok farklı tahayyüller kurulmuş, hançere, kılıça, sevgilinin kaşına benzetilmiş  veya  sevgilinin yüzü , güzelliği ile ilgili   alakalar kurulmuştur.

Eski simyacılar gümüşe kamer, altına  şems,  kalaya da zühre demişlerbu tabirler divan şiirinde de zaman zaman kullanılmıştır.

Ay parlaklığı ve nuru yüzünden sevgiliye benzetilir. Ay’a yaklaşmak ve ulaşmak zordur.  Ben , kaş, kirpik, hat ve zülüfler aşığı sevgilinin yüzüne yaklaştırmaz. Fakat onca kesret içinde sevgilinin yüzü bembeyaz durur ve aşığı ferahlatır.

Ol lahza  kim sataştı gözüm zülf-ü ruyuna
Akrep meh i münire vatandır dedim dedi  (Fuzuli)

O anda gözlerim  zülüflerle kapalı yüzünü görmek istedi .  Ama akrep ,  ayın nuru benim vatanımdır dedi.

Görünen yıldız değül yir yir delinmişdür felek
Gün yüzünün hasretiyle tir-i ahumdan benüm      (Necati)

Gökyüzünde yer yer görünen ışıklar yıldız değildir. Senin güneşe benzeyen yüzünün özlemiyle benim çektiğim ah okları  gök kubbeyi  yer yer delmiştir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder