
Eski simyacılar gümüşe kamer, altına şems, kalaya da zühre demişlerbu tabirler divan şiirinde de zaman zaman kullanılmıştır.
Ay parlaklığı ve nuru yüzünden sevgiliye benzetilir. Ay’a yaklaşmak ve ulaşmak zordur. Ben , kaş, kirpik, hat ve zülüfler aşığı sevgilinin yüzüne yaklaştırmaz. Fakat onca kesret içinde sevgilinin yüzü bembeyaz durur ve aşığı ferahlatır.
Ol lahza kim sataştı gözüm zülf-ü ruyuna
Akrep meh i münire vatandır dedim dedi (Fuzuli)
O anda gözlerim zülüflerle kapalı yüzünü görmek istedi . Ama akrep , ayın nuru benim vatanımdır dedi.
Görünen yıldız değül yir yir delinmişdür felek
Gün yüzünün hasretiyle tir-i ahumdan benüm (Necati)
Gökyüzünde yer yer görünen ışıklar yıldız değildir. Senin güneşe benzeyen yüzünün özlemiyle benim çektiğim ah okları gök kubbeyi yer yer delmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder